YAZAR:EFE ELMAS
Sosyal Medya ve İnternet hepimizin bildiği gibi insanlar arası hızlı bir iletişim ağı sağladı. Facebook, twitter gibi sosyal medya siteleri, hızlı iletişim olanağı yaratmanın yanısıra, flash haberlerin de paylaşıldığı favori siteler arasında yerini aldı. Depremin olduğu anlarda, hepimiz “Deprem oluyor” mesajlarına veya kar yağdığında “Kar yağıyor” twitlerine denk gelmişizdir. Daha televizyon ve gazetelerde yayınlanmadan, hepimiz haberleri facebook üzerinden öğreniyoruz. Ama bu hızlı iletişim ağı sadece doğru değil aynı zamanda yanlış haberlerin de çıkış kaynağı halini aldı ve bu, kötüye kullanılmaya başlandı. Son zamanlarda çok fazla yalan haber ortalığı karıştırmaktadır.
Kitleleri etkileyen medya unsurları her zaman için üst düzey yöneticiler için ‘cezbdici’ kaynaklar olmuşlardır. Televizyon yaygınlaştığında, kitleleri etkilemek için televizyon kullanılmış, şimdilerde ise televizyona olan rağbet azaldığı için bu tür kitle yönlendirme amaçları internet üzerinden gerçekleşmektedir. Her ne kadar internet üzerinden yayılan yalan haberler masum gibi gözükse de, bazıları toplum için kaosa neden olabilmektedir.
İşte yaşanmış bazı yalan haber vakaları;
Samsung’un Apple’a 1 milyon dolarlık borcu 5 cent ile Ödediği yalanı
Apple, Samsung’a galaxy serisi ile iphone’u taklit ettiğine dair dava açmıştı. Samsung davayı kaybetti ve bir milyon dolar ödemekle mükellef oldu. Haberin bu kısmı doğru…
İnternette gezen sözde haber ise, Samsung’un, esprili bir şekilde tepki göstermek için 30 tır dolusu 5 cent ile borcunu ödediği yönünde. İşte nette yayılan haber;
İki dünya devi marka bildiğiniz üzre geçtiğimiz günlerde patent olaylarından dolayı davalık olmuşlardı ve Samsung, Apple ‘a 1 milyar dolar gibi rekor derecede bir tazminat ödeyecekti!
Bu sabah Apple’ın kampüs binasına 30 ‘dan fazla kamyon yanaştı. Başta bir yanlışlık olduğu sanılsa da aslında bir yanlışlık yoktu. Samsung ödemesi gereken 1 milyar doları 5 centlik bozukluklar şeklinde ödemek istemişti sadece o kadar. Tazminatın ödeme ayrıntılarında nasıl ödeneceğine dair bir ibare yer almaması da Apple’ın elini kolunu bağladı. Şimdi Apple yetkilileri 30 kamyonu geçik bozukluğu kabul edecek bir banka arama telaşına düştü.
Hızla facebookta yayılan bu haber, bir çok kullanıcnın hoşuna gitse de maalesef gerçekliği bulunmuyor. Bu tamamen 9gag isimli siteden çıkan bir geyik.
Esasında Samsung, kararı temyize gönderiyor ve parayı ödeme taraftarı değil. Zira kaybetse bile 5 cent ile ödemesi akla yatkın gelmiyor. Bunun yapılma amacı yeni ismiyle insanları “trollemek” yeni keklemek.
Arakan’da Meydana Müslüman Soykırımı Yalanı ve Sahte Resimler
Sosyal medya yalanlarından en ağır itham içeren ve kaosa neden olan haberlerden biri budur. Hepimiz geçtiğimiz haftalarda Müslümanların, Budist keşişler (!) tarafından soykırıma uğradığı haberine denk geldik. Öncelikle hızla “sahte” resimlerle yayılan bu haber, ardından Yeni Şafak, Ensonhaber gibi gazetelere konu oldu. Bu da bir kere daha Türkiye’de bazı gazete ve yayın organlarının hiç araştırmadan sırf propaganda amaçlı haber yaptıklarını doğruluyor.
İşin daha da korkutucu tarafı, Camilerde “Arakan’a Yardım” sloganıyla toplanan paralar. Olmayan bir soykırımve vahşet için nasıl ve ne için yardım toplandığı kafalarda soru işareti oluşturuluyor. Ve en büyük merak konusu ise bu yardım kimlerin cebine giriyor.
Bunun yanı sıra Budist rahiplerin sivil halka yardım ettiği fotoğraflar, kaosa hizmet eden ve vicdani değerleri olmayan insanlar tarafından “vahşet” görüntüleri adı altında nette yayınlanıyor. Budizmin temel felsefesi savaşa ve şiddete karşıdır, haliyle bir Budist rahibin soykırım yapması söz konusu değildir. Olay sadece sivil halkta meydana gelmiş ve etnik kökenlerin çatışmasıdır. Peki olayın iç yüzü ne ve soykırım fotoğrafları diye yayılan “sözde” fotoğraflar gerçekte ne anlatıyor?
Myanmar´daki Müslümanlar´ın yaşadığı trajedi hakkında bilgi kirliliği üst seviyelere ulaştı. Arakan´daki katliamı duyurmak için başka olaylara ait fotoğraflar kullanılması kampanyaya gölge düşürdü.
Son zamanlarda bazı internet sitelerinde budist katiller müslüman katliamı yapıyor diye bazı yayınlar göze çarpıyordu. Sonrasında birkaç fotoğrafla olay süslenip kamuoyuna medya yalanı halinde servis ediliyor.
Myanmar ın batısındaki Arakan bölgesinde Budistler ve Müslümanlar arasında mayıs sonunda yaşanan çatışmaların üzerinden bu kadar süre geçtikten sonra sosyal medya ve internet sitelerinde sahte ve alakasız görüntüler eşliğinde Arakan’da Müslümanlar katlediliyor diye kampanya başlatılması tartışma yarattı. İnternet sitelerinde ve sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların eski tarihlerde farklı ülkelerdeki olaylarla bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Mesela Facebook’ta paylaşılan ve çıplak cesetlerin yanında Budist rahipleri gösteren fotoğrafın altında Budistler öldürdükleri Müslümanları yakmaya hazırlanıyor yazısı yer alıyor.
Ancak fotoğraf aslında 2010 yılında Çin’de yaşanan depremde ölenleri kendi dini inançlarına uygun olarak yakmaya hazırlanan Tibetli Budistlere ait. Sosyal medyada kullanılan bir başka fotoğrafta ise bir sahilde yere dizilmiş kişilerin katledilen Müslümanlara ait olduğu öne sürülüyor. Bu fotoğraf 2004 yılında hükümetler çatıştıktan sonra tutuklanan Taylandlıları gösteren Reuters imzalı bir fotoğraf. Budistler tarafından yakılan bir Müslüman diye sunulan bir fotoğraf ise Çin lideri Hu Cintao nun Hindistan ziyareti sırasında kendini yakan Tibetli Budist e ait.
Myanmar da Müslümanlara yönelik katliam iddiaları sosyal medyada da en çok tartışılan konulardan biri oldu. Twitter’dan StopKillingBurmeseMuslim adıyla başlatılan kampanya büyük ilgi gördü. Türkiye’de de yüz binlerce kişi aynı saatlerde ARAKANdiyeBiryerVar etiketini kullanarak Myanmar’daki Müslümanlara yönelik şiddeti protesto etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, Müslümanlara yönelik şiddetin önlenmesi için uluslararası baskı yapacaklarını açıkladı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ise Twitter daki açıklamasında Burma hükümetine Türkiye nin güçlü mesajı iletildi. Saldırılar durdu diye yazdı. Uluslararası Af Örgütü, Myanmar da güvenlik güçleri ve Rakhine Budistleri nin Arakan Müslümanlarına uyguladığı şiddeti kınadı. Örgüt toplumsal şiddetin ve güvenlik güçlerinin karıştığı ihlallerin arttığını not etti. Myanmar hükümeti ise suçlamaları reddedip durumun sakin olduğunu kaydetti.
Myanmar da ne olmuştu?
Myanmar da 28 Mayıs’ta bir Budist kadının tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası olaydan Müslümanlar sorumlu tutulmuştu. Çatışmalar sürerken 3 Haziran’da 10 Müslümanın linç edilmesi tansiyonu arttırmış, hükümet 10 Haziran’da olağanüstü hal ilan etmişti. Resmi rakamlara gore çatışmalarda en az 78 kişi öldü, çok sayıda ev yakıldı. Şiddetten kaçan binlerce Müslüman Bangladeş tarafından kabul edilmedi. Sayıları 3 milyonu bulan Myanmar’daki Arakan Müslümanları, BM tarafından dünyanın en çok şiddet gören azınlıkları arasında gösteriliyor. Haberegir – 25.07. 2012
Zulüm görüyorlar
Birleşmiş Milletler’e göre Myanmar’ın Bangladeş sınırındaki Rakhine eyaletinde (Arakan) yaşayan 800 bin Rohingyalı Müslüman ‘dünyanın en çok zulüm gören topluluklarından’. Budist ağırlıklı Myanmar halkından dilleriyle de ayrılan ve azınlıkta kalan Rohingya halkı Arakan’ın yüzyıllardır vatanları olduğunda ısrar etseler de hükümet onların Hindistan alt kıtasından yakın zamanda göç ettiğini öne sürüyor. Yangon yönetimi bu görüşe dayanarak Rohingyalıları anayasasında yerli gruplar arasında saymayarak vatandaşlık hakkı tanımıyor. Vatandaş olmadıkları için en temel eğitim ve sağlık hizmetlerınden mahrum bırakılan Arakanlı Müslümanlar haziran ayında uğradıkları inanç temelli şiddetle hatırlandı.
Bağımsız gazetecilerin ve uluslararası gözlemcilerin giriş yapmasının çok zor olduğu ülkenin batısındaki eyalette mayıs ayı sonunda Budist bir kadına tecavüz edilip öldürdükleri suçlamasıyla 3 Müslüman erkeğintutuklanması şiddetin fitilini ateşledi. 4 Haziran’da Taungup bölgesinde öfkeli bir kalabalığın tecavüz zanlılarının içinde olduğunu düşünerek saldırdığı otobüste 10 Müslüman erkek öldü. Müslüman topluluk da misilleme olarak Budist köylerini ateşe vermeye başladı. İnsan hakları örgütleri Human Rights Watchve Uluslararası Af Örgütü’ne göre polis yüzlercesi gözaltına alınan çok sayıda Müslümana şiddet uyguladı; insan hakları ihllaleri yaşandı. (Milliyet, 27 Temmuz 2012)
Haberlerden anlaşıldığı gibi ortada bir soykırım veya ileri derecede vahşet yok. Etnik köken farklılığına bağlı tamamen siyasal düzlemde gerçekleşen bir olay. Ortada ciddi bir çatışma olduğu ve azınlık olduğu için Müslüman kesimin daha çok ezildiği haberin doğru kısmı. Ama olayın özünde “dinler arası bir savaş” veya keşişlerin soykırımı yok! Bir tarafta yerel Budist halk, öte tarafta orada hak iddia eden Müslüman halk… Bu etnik köken çatışması sadece Arakan’da değil, Dünya’nın bir çok yerinde olmaktadır. Bu çatışmaya ne Müslüman dini liderler, ne de Budist rahipler karışmıştır, orta da “dini” değil “siyasi” bir çarpışma söz konusudur. Sosyal medya da ise bu dini propagandaya dönüşmüştür. En büyük tehlike ve zalimlik, dinler arası savaş çıkarma çabasıdır ve nette yayılan sahte fotoğraflar ve söylemler buna hizmet etmektedir.
İşte söz konusu fotolar ve gerçek olaylar
Nijerya’nın güneydoğusunda kaza yapan yakıt tankerinde yakıt toplamaya çalışan 100’den fazla kişi tankerin patlaması sonucu hayatını kaybetti . 13 Temmuz 2012
14 Nisan 2010 Çin’de gelen deprem. Tibetli rahipler, Çin deprem kurtarma ekibi kurarak, halka yardım ediyor.
2010 Haiti Depremi
Çin devlet başkanını protesto etmek için bir Tibet’li kendisini yaktı (26.03.2012)
Ve daha nice fotoğrafın Arakan ‘da ki çatışmalarla hiç alakası yok. Çatışma iki taraflı misillemeler nedeniyle meydana gelmiştir.
Gerçek sanılan Zaytung haberi
Yaşanan başka bir vaka ise insanları eğlendirmek için uydurulan bir haberin gerçek sanılmasıyla meydana geldi. Zaytung, bir çoğumuzun bildiği gibi sahte ve komik haberler yapan bir geyik sitesi. Geçtiğimiz aylarda yaptığı habere göre, Sierre Leone isimli sözde bir ülkede büyükelçimiz unutulduğu için ermeni tasarısını gündeme getirmiş. İşte Zaytung’da eğlence amaçlı yayınlanan uydurma haber;
Son dönemde Ermeni tasarılarını kabul eden ülkelerdeki büyükelçilerin teker teker Türkiye’ye çağrılmasının, bazı fırsatçı büyükelçiler tarafından suistimal edildiği ortaya çıktı. Konuyla ilgili, Dışişleri’nden bu sabah yapılan açıklamada, son olarak 12 yıldır Türkiye’nin Sierra Leone Büyükelçiliği görevini yürüten Orhan Emin Türköne’nin, Sierra Leone meclisinden Ermeni tasarısını geçirmek için lobi faaliyeti yürüttüğünün tespit edilmesi üzerine görevinden alındığı bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı’nda bu sabah düzenlenen basın toplantısında konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakanlık Müsteşarı Ersin Özbükey, “Bir süredir Çad, Eritre, Cibuti gibi ülkelerin sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı’nı art arda meclis gündemlerine almaya başlamaları dikkatimizi çekiyordu. En son Sierra Leone Cumhuriyeti’nin de bu tasarıyı mecliste oy birliğiyle kabul ettiğini görünce bu işte bir pislik olduğundan şüphelenmeye başladık” diyerek yaşanan süreç hakkında bilgi verdi. Konunun araştırılması için derhal bakanlık bünyesinde bir tahkikat komisyonu kurulduğunu söyleyen Müsteşar Özbükey, soruşturma neticesi ilginç ve bir o kadar üzüntü verici bilgilere ulaştıklarını ifade etti.
“Bizim de suçumuz var”
Komisyonun yürüttüğü istihbarat çalışmaları sonucu, 12 yıldır Türkiye’nin Sierra Leone Büyükelçiliği görevini yürüten Orhan Emin Türköne’nin Sözde Ermeni Soykırımı’nı bu ülkede gündeme getirmek ve kamuoyu oluşturmak için bir süredir çeşitli lobi faaliyetlerinde bulunduğunun tespit edildiğini belirten Özbükey; “Yani tabi ki bu bir mazeret olamaz ama bakanlık olarak bu işte biraz bizim de suçumuz var gibi. Ücra bir ülke olunca adamı resmen unutmuşuz orada. O garip de bakmış hangi ülkenin parlamentosunda Ermeni tasarısı geçse o ülkenin büyükelçisi hemen Türkiye’ye çağırılıyor, böyle bir yola sapmış. 12 yıl az değil” diyerek özeleştiri yapmaktan da geri durmadı.
Akıl almaz lobi faaliyetleri
Eski büyükelçi Türköne’nin Sierra Leone’de Sözde Ermeni Soykırımı bilinci oluşturmak için giriştiği akıl almaz lobi faaliyetlerinden de bahseden Dışişleri Müsteşarı, açıklamalarına şöyle devam etti: “Sağolsun, facebook’da duvarına ‘offff be ne pis doğradık Ermeniler’i ))’ yazmaktan tutun, gittiği barların müdavimlerine ‘Sırf benim dedem 100-150 Ermeni’yi öldürmüş, kemikleri hala bizim bodrumda durur’ türünden yalan yanlış bilgiler vermeye kadar elinden ne geliyorsa ardına koymamış. Sierra Leone zaten ufacık yer, laf çabuk yayılıyor. 1 ay önce kimsenin ne Ermenistan’dan ne Türkiye’den haberi varken, 1 ay içinde bütün ülke galeyana gelmiş, halk soykırımın kabul edilmesini sokaklarda dans ederek kutlamış. Olacak iş değil ama maalesef olmuş bunlar.”
Diğer ülkeler de mercek altında
Olayın ortaya çıkması üzerine tasarıyı meclis gündemlerine alan diğer ülkelerdeki süreçleri de tek tek incelemeye başladıklarını belirten Özbükey, benzer uyanıklıkların önünü alabilmek için şimdilik büyükelçileri geri çağırmak yerine, bulundukları ülkede tasarı geri çekilene kadar, otomotiv, tekstil, inşaat gibi farklı sektörlerde istihdam etme çözümüne gidileceğini söylererek basın toplantısına son verdi. Zaytung
İlk başta bu uydurma haberi gerçek sanarak Banu Avar gündeme getirip üzerine yorum yaptı. Önemli bir gazeteci olan Banu Avar’ın bile uydurma haberin kaynağını araştırmaması ve bir araştırma yapmadan televizyonlarda gündeme getirmesi oldukça düşündürücü. Daha da düşündürücü olan ise Ermeni Taşnak Partisi’nin yayın organında bu konuya değinilmesi . Bu da gösteriyor ki, sosyal medya vasıtasıyla sadece insanlar değil, parti mensupları hatta gazeteciler bile galeyana getirilip, kandırılabiliyor.
Ermeniler, fıkra gibi haberi gerçek sandı
Emre KIZILKAYA – Hürriyet 1 Eylül 2012
Yayın hayatına birkaç ay önce başlayan mizah sitesi Zaytung’ta yer alan ‘Sierra Leone’deki Türk Büyükelçi, Ermeni soykırım tasarısını destekledi’ haberini gerçek sanan Ermeni Taşnak Partisi’nin yayın organı The Armenian Weekly, bu haber üzerine yorum yapmaya kalkınca komik duruma düştü.
Ermenistan’daki milliyetçi Taşnak Partisi’nin İngilizce yayın organı The Armenian Weekly, yayınladığı asparagas haberle trajikomik bir hataya imza attı.
1899’da yayınlanmaya başlayan ve dünyanın en uzun süredir kesintisiz yayın yapan Ermenice gazetesi olan Hairenik’in İngilizce internet sitesinde önceki akşam, “Sierra Leone’deki Türk Büyükelçi gerçekten soykırım tasarısı lehine lobi yaptı mı” başlıklı bir yazı yer aldı. Harut Sassounian imzalı köşe yazısında, “Türkçe haberler konusunda en büyük site” denerek, “Turkish Forum” adlı sitede yayınlanan bir habere atıfta bulunuluyordu.
Ankara’ya çağrılsın diye
Habere göre, Ermeni soykırım tasarıları Afrika’da bir dizi ülkenin de meclis gündemine gelmişti. Bunlardan biri olan Sierra Leone’deki Türk Büyükelçi’nin faaliyetleri Ankara’nın şüphesini çekince soruşturma açılmıştı. Ve sonunda “Orhan Emin Türköne” adlı elçinin, tasarı aleyhine değil, lehine lobi yaptığı görülmüştü. Türkiye’yi çok özleyen elçi,Ankara’ya geri çağrılayacağı umuduyla tasarının geçmesini el altından destekliyordu.
ABD’deki Ermeni lobisinin etkili isimlerinden olan yazar Sassounian, fıkradan farksız bu düzmece habere inanıp ciddi ciddi yorumlar yapmakla kalmadı, Türk dışişleri hakkında alaycı ifadeler de kullandı. İşin aslı, bu haber, geçtiğimiz aylarda Türkiye’de yayın hayatına başlayan Zaytung’un bir eseriydi. Zaytung, hiciv ağırlıklı mizahi bir site olarak tamamen asparagas haberler yayınlıyor.
‘Fotoğraf gerçekçiydi’ bahanesi
The Armenian Weekly, siteye gelen yorumların ardından hatasını farketti. Sassounian, iki saat sonra yazısını değiştirse de, “Zaytung’un kullandığı büyükelçi fotoğrafının orijinal gibi göründüğünü” ve “birçok Türk sitesinin de bu haberi gerçek sandığını” belirterek kendisini savundu. Ermeni yazar, “düzeltilmiş” yazısını, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son dönemde sarfettiği sözler düşünülürse, bazen hakikat kurgudan daha şaşırtıcıdır” ifadesiyle bitirdi.
Sosyal Medya ve kitlelere etkisi
Sahte haberler bunlarla sınırlı değil. Birilerinin “öldüğü” haberleri başta olmak üzere günden güne sürekli yalan haberler nette hızla yayılıyor. Bazısı birkaç gencin insanları kandırmak ve eğlence amaçlı yaydığı yalan haberler, bazıları ise halkı kaosa itmek veya manipüle etmek için yapılan haberler. Bu noktada insan medya araçlarına özellikle “sanal” medyaya ne kadar güvenebileceğini sorguluyor. Hepimizin görevi, sosyal medyada yayılan bir habere inanmadan önce detaylı bir şekilde araştırmak ve doğruluğunu teyit etmektir. Sosyal medyada yayılan ve gerçekliği tartışılır konularda gaza gelmemek oldukça önemli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder