Cumartesi

Çocuklarda Disleksi – Öğrenme Bozukluğu

Bir disleksi olan Einstein’ın dediği gibi; “Aslında herkes zekidir. Fakat bir balığı bir ağaca tırmanma kabiliyetine göre değerlendirirseniz tüm hayatını aptal olduğunu zannederek geçirir.”
disleksi indigo
Her insanın düşünce şekli ve öğrenme yöntemi farklıdır. Haliyle eğitim sistemindeki en büyük eksiklik bütün bireyleri tek tip bir öğrenme şekline mahkum etmesidir. Bu öğrenme konusunda normal standartlarda olan biri için aşılabilir bir zorluk olsa da, çok farklı bir öğrenme işleyişine sahip disleksiler için hayatı zindana çevirebilmekte ve nice değerli çocuk, insan bu yolda harcanabilmektedir. Bu yüzden bizde, başta aileler olmak üzere küçük bir farkındalık yaratması açısından Disleksi Derneği’nden Uzman Psikolog Talip Çabuk’a disleksinin merak edilen noktalarını sorduk.
Bir disleksi olan Einstein’ın dediği gibi “Aslında herkes zekidir. Fakat bir balığı bir ağaca tırmanma kabiliyetine göre değerlendirirseniz tüm hayatını aptal olduğunu zannederek geçirir.”
1366993064
Röportaj: Efe Elmas
Öncelikle Disleksi Derneği olarak bu röportajı kabul ettiğiniz için İndigo Dergisi olarak teşekkür ediyoruz. İlk olarak disleksiyi yani öğrenme bozukluğunu bilmeyenler için kısaca bize tanımlayabilir misiniz, disleksi nedir?
Disleksi, zeka düzeyi normal veya yüksek bireylerde görülen gelişimsel okuma güçlüğüdür.
Disleksi, gelişimsel bir sorundur. Beyni etkileyen bir hastalık veya beyin hasarı sonucu ortaya çıkan okuma güçlüğünden (aleksi) farklı olarak doğuştan gelen bir sorundur. Genellikle okul yıllarında fark edildiği için sonradan ortaya çıkmış gibi anlaşılabilir. Dikkatli ve bilinçli anne baba ve eğitimciler okul öncesi dönemde disleksiyi fark edebilir.
Disleksi, ‘özgün öğrenme güçlüğü’ veya ‘özgün öğrenme bozukluğu’ türüdür ama sıklıkla özgün öğrenme güçlüğü alt tiplerinin tümünü tanımlayan bir kavram olarak kullanılır.
Özgün öğrenme güçlüğünün diğer alt tipleri, matematik güçlüğü (diskalkuli) ve yazılı anlatım güçlüğüdür (disgarfi).
2013_dyslexia
Peki disleksi tedavi edilebilir mi?
Bir hastalık değil gelişimsel bir sorun olduğu için tedavi yerine telafi veya düzelmesi mümkün mü diye sorulması daha doğrudur. Özel eğitimle büyük oranda düzeltilebilir. Yaş olarak ne kadar erken fark edilirse o kadar kolay giderilir.
Çok önemli bir nokta, öyleyse disleksi bir hastalık değil, bir algı farklılığı veya gelişimsel bir sorun. Peki yanlış teşhis ve müdahaleler ne gibi sıkıntılar yaratabilir?
Yanlış teşhis düzeltici yaklaşımları engelleyeceği için en azından gecikmeye yol açar. Bu gecikme süresi içinde disleksili bireyin kendine saygısı ve öğrenme motivasyonu düşebilir. Bu durumda soruna psikolojik etkenler eklenir. Bu etkenlerin sayısının ve şiddetinin artması, okula, öğrenmeye ve öğretmene karşı olumsuz bir tutuma ve sorunun şiddetlenip kalıcı olmasına yol açabilir. Disleksi olgularının çocukluk ve ergenlikte fark edilmemesi, okul ve öğrenmeye karşı isteksizliğe ve giderek yetenek ve kapasitesiyle uyuşmayan meslek ve yaşam tarzı tercihlerine yol açabilir.
Türkiye’de ne sıklıkla görülüyor?
Genel olarak toplumdaki sıklığının % 5 – %7 arasında olduğu öngörülmektedir. Okullarda 30 kişilik sınıflarda 2 – 3 disleksi olgusu olabileceğini beklemek gerekir.
190920131744584547322
Bazı sitelerde zeka ile çok bağdaştırılmış, disleksinin zeka ile alakası var mıdır?
Toplam zekâ ile açık bir ilişkisi yok gibidir. Disleksili bireyler, genellikle normal veya normalin üstünde zekâ düzeyine sahip olurlar. Ancak, çoğunlukla performans zeka bölümlerinin  sözel zekalarından daha yüksek  olduğu görülür.
Peki aileler çocuklarının disleksi olup olmadığını nasıl anlayabilir, ipuçları var mı? Kaç yaşı teşhis için önem arz eder?
Okul öncesi dönemde beceriksizlik veya sakarlık gibi görülen bedensel gelişimi güçlükleri, sözlü ifade veya telaffuz sorunları, benzerlik, zıtlık vs soyut ilkeleri akranları kadar kavrayamama gibi belirtileri görülebilir. Okulun ilk iki yıllık döneminde de yukarıda sayılan alt tipine uyan bilişsel güçlükler ortaya çıkar. En geç ilkokulun 2. sınıfında teşhis için yeterli belirti ortaya çıkar. Eğer fark edilmezse asıl soruna ikincil duygusal sorunlar eklenir ve görünüm karmaşıklaşır.
Disleksi olan çocuklara nasıl davranılmalı?
Sorunu erken tanınıp kendisine de anlayacağı dilde anlatılarak genel bir zekâ veya yetenek eksikliği algısının engellenmesi ve düzelme için umutlandırılması gerekir. Özellikle anne baba ve öğretmeninin disleksi hakkında bilinçlenmesi gerekir. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığının disleksili öğrencilerin eğitimi ve sınavlarda engeline göre desteklenmesiyle ilgili mevzuatı öğrenilmelidir. Bu konuda umulandan çok fazla mevzuat desteği bulunabilir. Örneğin her disleksili öğrenci içinayrı bireysel eğitim planı (BEP), her okulda bireysel eğitim ortamı ve sınavlarda okuyucu desteği gibi mevzuat olanakları vardır. Ama birçok okulda, eğitimci ve yöneticilerin bu konuda yeterli bilgisi ve bazen uygulamaya isteği olmadığını görmek şaşırtıcı olmamalıdır.
Onlar için özel bir eğitim programı veya özel okullar mevcut mu?
Disleksi için özel okullar yoktur ama özel eğitim kursları ve programları vardır. Ayrıca yukarıda değinilen milli eğitim mevzuatı bu bakımdan umut vericidir.
Çocukları disleksi olan ailelere ne öneriyorsunuz?
Yaşam boyu mücadele. Özellikle ilgili mevzuata ulaşmak ve uygulanmasını sağlamak için yılmadan mücadele. Ayrıca, hiçbir kişi ve kurumun, çocuğun kendine saygısını, özgüvenini ve öğrenme azmini kıracak uygulamalarına göz yummamak, izin vermemek fakat çocuğun güçlüğünü iyice tanımak ve ilgili herkesin doğru tanımasını sağlamak öncelikle ve en çok ailelerin üstüne düşmektedir.
dyslexia-testing
Başka eklemek istedikleriniz var mı?
Disleksili bireyler farklı geliştiği, farklı algıladığı ve farklı düşündüğü için ve sıra dışı yetenekleri olduğu için ülkemizin ve toplumumuzun geleceği açısından umut kaynağı olabilirler.
Disleksili ünlülerden biri olan Einstein’e bir arkadaşı şöyle bir soru sormuş: ‘Biz de fizik okuduk ama niye senin anladığın gibi anlamadık?’  Einstein’in yanıtı şöyle olur: ‘Siz fizik okurken henüz çocuktunuz. Ben okumayı 13 yaşında öğrendim. Fizik okumaya sıra geldiğinde yetişkin olmuştum…’
Okumayı erken öğrenmek bir zeka işlevidir elbette. Ama okuduğunu Einstein gibi anlamak zekadan öte deha belirtisidir herhalde.
Röportaj ve yarattığınız farkındalık için hem size hem de Disleksi Derneğine İndigo Dergisi olarak teşekkür ediyoruz.
Disleksili çocuklarımızı topluma kazandırmak, hepimiz için, ülkemize karşı önde gelen sorumluluklarımızdan biridir. Bu konuda toplumun bilinçlenmesine katkı sağladığınız için DİSLEKSİ DERNEĞİ olarak biz de size teşekkür ederiz.
Biyografi: Talip Çabuk
Uzman Psikolog
Disleksi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Daha detaylı bilgi için, Disleksi derneğiyle iletişime geçebilir ve sitelerindeki bilgilerden faydalanabilirsiniz;
 
Ünlü Disklektiklerden Sözler
Öğretmenim sersemin teki olduğumu söylüyor, babam da aptal olduğumu düşünüyordu. Bense artık budalanın teki olduğuma karar vermiştim.
Thomas Edison /Bilim adamı
Öğretmenlerim aklımın yavaş çalıştığını, asosyal olduğumu ve ölene kadar aptal rüyalarımın peşinde sersemce savrulacağımı söylüyorlardı.
Albert Einstein /Bilim adamı
Okuma güçlüğü çeken bir bilim adamını, bilimsel becerileri olmayan bir okur-yazara tercih etmelisiniz.
Leonardo Da Vinci/Sanatcı-Bilim A.
Okul yıllarında kendimi oldukça bezgin ve cesaretim kırılmış hissederdim. Kendini sınıftan tamamen dışlanmış veya yarışın en sonunda hissetmek berbat bir duyguydu.
Winston Churchill/Devlet adamı
Ailedeki en yavaş kişi olduğumu düşünürdüm. Korkarım oldukça haklıydım ve bu gerçeği kabul etmem gerekiyordu. Yazmak ve hecelemek benim için kabustu. Yazdığım harfler asıllarından çok farklı oluyordu. Okuma ve telaffuzum da felaket derecede kötüydü.
Agahta Christie/Yazar
Dikkatimi toplamak konusunda kendimi eğitmem gerekiyordu. Daha iyisini yapabileceğimi ve aynı zamanda daha iyi okuyabileceğimi herkese göstermekti dileğim.
Tom Cruise/Oyuncu
Okulda hep kötü notlar alırdım, C’ler, D’ler ve F’ler… Sonunda okuldan kaçtım. Öğrendiğim her şeyi dinleyerek aklıma sokmam gerekiyordu. Bu da beni çok zorluyordu. Karneme hep potansiyelimi tam anlamıyla kullanamadığım notu düşülürdü…
Cher/Şarkıcı, Oyuncu  (disleksi.info dan alıntıdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder