Enerjiyi Nesneler Vasıtasıyla Evrene Yansıtma
Eski bilgeler, nesneler vasıtasıyla enerjileri evrene yansıtmanın ve bunun sonucu olarak dilekleri yerine getirmenin sırlarını biliyorlardı. Bunu bir tür enerji aktarımı gibi görebiliriz. İşte bu enerji aktarımı iki farklı yöntemle uygulanıyordu; nesneleri yakmak ve toprak ananın bize sunduğu kutsal kristalleri kullanmak…
Bir önceki yazıda totemlerden ve nesnelerin hafızalarından bahsettik. Orada herhangi bir nesneyi enerji ile yükleyerek nasıl çevremize enerji yayan bir “alete” dönüştürebileceğimize değindik. Burada bahsedeceğim yöntemler ise bir nesne aracılığıyla istekleri evrene göndermek ve zihin-evren iletişimini bu araç ile güçlendirerek, isteklerimizi yaratmaktır. Totemlerden farkı, buradaki tekniklerde “enerjilerin serbest bırakılmasının” veya “enerjiyi evrene yansıtmanın” söz konusu olmasıdır. Totemlerde ise enerji yüklenerek o enerjiyi yayması amaç ediniyordu. Aslında bu yöntemler çokta karışık olmayan, basit yöntemlerdir ve neredeyse binlerce yıldır kullanılmıştır. Hala daha anlamını bilmesek dahi bu gelenekleri devam ettiriyoruz.
Ateşin Gücü Ve Nesneleri Yakmak
Eski öğretiler bize bir şeyi yakmanın içindeki enerjiyi serbest bırakacağından bahseder. Hatta halk arasında da dualı bir kâğıdı veya işi tamamlanmış hayırlı bir muskayı ateşte yakarız. Ama halk geleneğinde kati surette kötü amaçla yapılmış bir muska ateşte yakılmaz, denize atılır. Bunun sebebi bu temel kuraldır. Eğer size yapılmış kötü amaçlı bir muska varsa (üzerine negatif enerji yüklendiyse) onu yakmak çevreye yoğun negatif enerji yayacağı için tehlike arz edebilir. Bunun yerine denize atılarak denizin ve tuzun arındırıcı etkisinin o nesneyi arındırması sağlanır. Ayrıca, iyi amaçla yüklenmiş nesnelerin yakılması işlemi sık sık kullanılır. Bu araçlar, tütsüler, dilek kağıtları ve en önemlisi mumlardır…
Eskiden yakma eyleminin özellikle mumlarda yapıldığını görüyoruz. Ortaçağda özellikle muma dileklerin kazınması yöntemiyle yakılması en çok kullanılan yöntemler arasındadır. Hala daha özel yerlere beyaz mum dikip yakarak dilek dileriz. İşte bunun temel mantığı da enerji yüklenmiş (dileğimizi içimizden geçirdiğimiz) mumun o ruhani ortamda yanmasıyla dileğimizi evrene taşımasıdır. Ya da bir diğer yöntem çeşitli tütsüler yakmaktır. Özellikle Alevilikte ve İslami gelenekte bol bol akgünlük yakılması veya Uzakdoğu kültüründe (Budizm, Hinduizm) tütsü kullanılmasını buna örnek olarak verebiliriz. Bu inançlarda tütsünün duayı Yaratıcı’ya taşıdığı inancı vardır. Ayrıca eski geleneklerde mesela Keltlerde ağaçlarında yakıldığını görüyoruz. Özellikle Druidlerin, özel bayramlarda meşe ağacı yakarak, meşe ağcı külünü korunma ritüellerinde kullandıkları bilinmektedir. Yine eski şamanik ritüellerde ağaçların ruhlarına seslenilerek dilekler kabuklara kazınıp yakıldığında, dileklerin gerçek olacağı inancı mevcuttu. (Genelde burada sıradan yazılar yerine dileği anlatan resimler çizilirdi.) Modern zamanların yaklaşması ve kâğıdın icadıyla birlikte, bu gelenek kâğıda aktarılmış ve dilekler ile kâğıt yakma arasında bir bağlantı oluşmuştur. Şimdi tek tek bunları nasıl uygulayabileceğimize kısaca değinelim
Mumlar
Mumlar en çok kullanılan dilek dileme yöntemlerinden biridir. Bazı eski gelenekler her tür dilekler için beyaz mumun veya tamamen doğal olması açısından bal mumunun kullanılmasını önerirken, bazı geleneklerde ise her dileğe özgü farklı renk kullanılması tavsiye edilir. Mum ile dilek dileme işlemi genelde kutsal yerlerde; ermişlerin, aziz-azizelerin mezarlarında, ley hatlarının kesiştiği ve enerjinin yüksek olduğu alanlarda (özellikle eski mabetlerin inşa edildiği alanlardır bunlar) veya tapınaklarda yapılır. Ama sadece buralarla sınırlı kalınmak zorunda değildir. Kendi evimizde de kutsal bir alan yaratarak, çalışmalarımızı sürdürebiliriz.
Renklerine Göre Mumların Kullanımı
Beyaz; Saflık, arınma, bütün genel dilekler, İlahi Işık
Siyah; Bağımlılıklardan kurtulma, kötülüğü defetme, negatif enerjiyi dağıtma, şansızlığı uzaklaştırma, Bilinçaltı
Sarı; Şans, Başarı, Zihinsel Aktivite, Neşe, Özgüven
Turuncu; Eril-Dişil dengesi, Adalet, Genel Başarı, Seksüel Denge
Mavi; Korunma, Huzur, Arınma, Olayların akışını sağlama, İletişimi Güçlendirme, Farkındalık
Mor; Psişik ve sezgisel güç, Üçüncü göz, Ruhsallık ve Ruhsal Arınma
Kırmızı; aşk, Duygusallık, Arzu, Tutku, Bedensel ve Fiziksel Güç, Özgüven
Yeşil; Bereket, Maddi konular, Şifa, Toprakla ve Toprak Anayla bağlantılıdır, Şefkat, Hoşgörü, İnsan Sevgisi
Kahverengi; İşlerde başarı, Maddi kazancın artması, Duygusal denge,
Pembe; Olayları ve kişilerin enerjisini yumuşatma, Olumlu enerjiler yaratma, Arkadaşlık, Sevgi ve Romantizm
Gümüş Rengi; Ayın etkilerini çekme (sezgi, kehanet, yaratım, o)
Altın Rengi; Güneşin etkilerini çekme ( Şifa, güç, başarı, yaşam, eril enerjiler, kontrol)
(Not: mumlarda Genelde orta karar renkler kullanılır. Çok koyu renkler tercih edilmez. Mesela çok koyu mavi ağır bir enerji yaydığı için depresyona sebep olabilir veya uygun kullanımında bağımlılığı kırmada kullanılır. Yani koyu renkleri kullanmanın yöntemleri farklıdır. Ayrıca iki farklı renk kombinasyonları her daim tercih edilmez. Mesela yeşilimsi, mavi renk hastalığı temsil eder, haliyle bu renkte kötü bir tonu olan mumu tercih etmemeliyiz. Mumların renkleri kullanılacaksa olabildiğince parlak, canlı ve net olmalıdır. İkili kombinasyonlardan kaçılmalıdır, Örnek olarak siyah mum negatif enerjiyi dağıtma ve uzaklaştırmada kullanılır. Eğer bu kırmızı renk ile kombine edilmişse, bu sefer negatif enerjiyi sadece dağıtmaz, bu negatif enerjiyi kim size gönderdiyse ona geri yansıtır.)
Mum ile dilek dilemenin bazı önemli noktalarını bilirsek, bunu uygulamamız çok daha kolay olacaktır:
1- Önce uygun renkte bir mum edinin. (Ya da genel olarak beyaz mum kullanabilirsiniz.) Ardından uygun bir zaman diliminde (Bağımlılıklardan kurtulmak ve hayatımızdan kötülükleri defetmek için küçülen ay veya karanlık ayda, diğer bütün uygulamalar için dolunayda yapmanız daha uygun olacaktır. Dolunay, aurayı besler ve içteki spiritüel enerjiyi yükseltir. Lunar –aysal- enerji yükselir ki bu da yaratımın ve sezgilerin yükselişi demektir) çalışmaya başlayabilirsiniz. Eğer el işine yatkınsanız bu mumları kendiniz dökebilirsiniz.
2- Bir kap zeytinyağına ve bir adet iğneye ihtiyacınız var. Bunları önünüze alın ve şimdi zihninizden çevrenizde saat yönünde mavi bir enerji çemberi yaratın ve buranın sizin için özel kutsal bir alan yarattığını imgeleyin. Bunu yaparken içinizden geldiği gibi dua edin ve içerisini saf ilahi ışıkla doldurun.
3- Şimdi iğne ile önce isminizi, soy isminizi, ardından altına dileğinizi kazıyın.
4- Bu işlemden sonra mumu elinize alın ve dileğinizi imgeleyin. Dileğinizin son haline odaklanın ve onu bir enerjiye dönüştürün ardından zihninizden bu enerjinin çıktığını ve elleriniz vasıtasıyla muma aktığını imgeleyin. Bunu yaparken yavaşça fısıldayın“Bu mum yandıkça, dileğim serbest kalacak. Evren sesimi duyacak ve istediğim hayatıma akacak” Bunu en az üç kere tekrarlayın. Bu sırada istediğiniz bir mantrayı okuyarak (konuyla alakalı, mesela esmalar olabilir veya Sanskritçe olabilir) muma aktardığınız dileğinizin enerjisini güçlendirebilirsiniz.
5- Ardından mum elinizdeyken önce dolunaydan gümüş rengi lunar enerjiyi taç çakranızdan çektiğinizi ve oradan elinize aktarıp, elinizden muma aktardığınızı imgeleyin. Mumun gümüş ışıkla parladığını imgeleyin. (Eğer Bağımlılıklardan kurtulmak için yapacaksanız yine karanlık aydan gümüşi enerjiyi çektiğinizi imgeleyebilirsiniz. Lakin genelde bağımlılıklardan kurtulmak ve kötülükleri defetmek için beyaz değil siyah mum kullanılır.) Yeteri kadar aktardığınızda, yavaşca mumu bırakın ve bu sefer gümüş ışığı zeytinyağına aktarın.
6- Şimdi zeytinyağına parmağınızı batırın (sağ elinizin işaret ve orta parmağını birleştirip bu işlemleri yapın.) ve hayatınızda olmasını istediğiniz şeyler için mumun tepesinden aşağı doğru mumu yağlamaya başlayın. Bunun anlamı evrenden istediğim enerjiyi hayatıma çekiyorum demektir. Eğer hayatınızda olmasını istemediğiniz bir şey için yapıyorsanız (bağımlılıklardan kurtulma, istenmeyen şeyleri uzaklaştırma gibi) bu sefer tam tersi aşağıdan yukarıya yapmalısınız yağlamayı. Zeytinyağı ile mumu kutsarken şöyle bir dua mırıldanın “Şimdi kutsuyorum bu mumu kutsal zeytinyağıyla. Artık bu mum dileklerimin temsilidir. Mum yandıkça dileğim gerçekleşecek. Yukarıda olan aşağıda olana benzer ve isteğim irademle gerçek olur. Amin”
7- Gevşeyin ve mumu yakın. Mumun tamamının yanması bu çalışmada önemlidir, o yüzden çok büyük mum tercih etmeyin. Bunun yanı sıra tealight mumları yerine bakkal mumu dediğimiz uzun beyaz mumlar çok daha uygundur. Eğer daha güçlü bir şey diliyorsanız bunu en az üç gün (dolunay gecesinden bir gün önce ve bir gün sonra olmak üzere) tekrarlayın. Duruma göre 7 gün tekrarlanması da tavsiye edilir. Mum yanarken ve o muhteşem enerjiyi evrene salarken, sizde şükürlerinizi dile getirmek ve enerjiyi güçlendirmek adına meditasyon yapabilirsiniz.
Ayrıca meditasyonlarda mum yakmak, enerjiyi yükseltecek ve meditasyonda daha iyi odaklanmanıza olanak verecektir.
Kâğıtlar
Kâğıtlar ile dilek dilemek yukarıdaki sürecin aynısıdır. Bunun için temel olarak iki yöntem vardır;
İlk yöntem kâğıda dileğinizi yazmak ve aynı şekilde zeytinyağı ile kutsayıp, ayın enerjisini yükleyip mum ile yakarak dileğinizin evrene taşınmasını sağlamaktır. Bunda eğer bildiğiniz enerjiyi yükseltecek semboller varsa kullanabilirsiniz veya gerçekleşmesini istediğiniz şeylerin resmini çizebilirsiniz. Muma yapılan işlemlerin aynısını takip edin. Kâğıda isminizi, soy isminizi ve dileğinizi yazın, ardından enerjiyi (dileğinizi) yükleyin ve diğer işlemlerle kâğıdınızı uygun bir kapta yakın. Mümkünse bu yakma işlemini 7 gün boyunca tekrarlayın. 7 günün sonunda kâğıdın küllerini havaya savurun ve savururken rüzgârdan dileğinizi evrene iletmesini isteyin.
İkinci yöntem ise yine zeytinyağı ile kutsanmış ve aynı şeyler uygulanmış kâğıdın enerjisini yükseltmek için mumun altına yerleştirmektir. Benzer işlemler yapıldıktan sonra beyaz mumun altına bu dilek kâğıdı yerleştirilir ve 7 gün, her gün bir mum yakmak üzere, kâğıdın üzerinde mum yakılır. Bunun anlamı, mumun yanmasıyla kâğıda enerji yüklenmesi ve aynı zamanda temsili olarak 7 gün boyunca kâğıdın ışık altında kalması sonucunda, ilahi ışığın bir yansıması haline gelmesidir. Dolunaydan 7 gün önce işleme başlanılır ve son gün dolunaya denk getirilir. Dolunay günü bu kâğıt uygun duayla (içinizden geldiği gibi veya muma uygulanan duanın benzeri) yakılır ve küller yine havaya savrularak rüzgâra seslenilir.
Kâğıda yazmada bazı püf noktalar vardır. Bunlardan en önemlisi mürekkeptir. İslam âlimleri bu konuda safrandan yapılmış ve misk, amber ilave edilmiş mis gibi kokan mürekkeplerin kullanılması gerektiğini ve ilahi alemin enerjisini cezp etmek için kati surette alkol kullanılmaması gerektiğini söylerler. Haliyle tükenmez kalem bu iş için uygun değildir. Bunun için ya safran mürekkebi almalı veya hakiki safran alarak gül suyunda bekletip, içine misk,mür gibi mis kokulu maddeler ekleyerek, bir tür mürekkep yapmalısınız.
İslam öncesi eski geleneklerde yine kullanılacak mürekkebin özel olmasını önermektedir. Bunun için is kömürü veya çınar yaprağından elde edilen doğal mürekkepler olması önemlidir. Çınar yaprağından doğal mürekkep yapma yöntemlerine küçük bir araştırmayla rahatça ulaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra eski geleneklerde, çeşitli otlardan yapılma mürekkeplerde vardır ki bunlara bazı özel reçineler eklenerek güçlendirilirdi. Mesela ejderha ağacı reçinesi eklenilerek yapılan mürekkebe ejder kanı mürekkebi denmektedir. Bu mürekkebin de çok güçlü enerjiler taşıdığı söylenmektedir.
Modern zamanda ise bu çizimler için en uygun aracın kurşun kalem olduğu konusunda birçok kişi hem fikirdir. Diğerlerine nazaran daha doğal olduğu için sırf bu amaçla edindiğiniz ve enerji yüklediğiniz bir kurşun kalemi de bu amaçla kullanabilirsiniz. Eğer bu çalışmalarda başarı oranınızı arttırmak istiyorsanız en iyisi mürekkebi kendinizin yapmasıdır.
Tütsüler
Tütsülerin duaları Tanrı’ya ilettiğine inanılır. Bu yüzden tütsü Tanrı ile insan aracındaki aracıdır. Eski zamanlardan beri her kültürde dualar, ritüeller, tapınmalar ve dilek dileme yöntemlerinde bolca tütsü kullanıldığı bilinmektedir. İslam literatüründe en çok tercih edilen tütsü bileşikleri güzel kokuları sebebiyle akgünlük, sandal, mür, zamk Arabî, amber, kâfur, ödağacı gibi maddelerdir. Ayrıca eski geleneklerde yine aynı bitkiler İslam âlimlerinin sözlerine paralel olarak enerji yükseltici ve dilekleri yerine getirici maddeler olarak geçerler. Buna nazaran Kelt kültüründe dileklerin yerine gelmesi açısından çam ve meşe ağaçları daha sık kullanılagelmiştir. Bu kültürde tütsüde üç bileşik olmalıdır; Bir ağaç, bir bitki ve bir çiçek. Bu üç kombinasyon sağlandığında onlara göre çok güçlü bir formül ortaya çıkmaktadır. Onlar tarafından kutsal sayılan tütsülerden birinin formülü şu şekildedir; meşe ağacı (ağaç), ökse otu (bitki) ve mavi- ya da mor- gündüzsefası (çiçek). Bu üç bileşimden oluşan tütsü yakılarak her tür enerjinin çekilebileceğine ve yaratılabileceğine inanıyorlardı.
Genelde tütsü kullanımı tek başına değil, bir meditasyonu ve ritüeli-çalışmayı destekleyici unsur olarak yakılır. Tütsünün yarattığı mistik ortam meditatif konumdaki dileklerin evrene taşınmasında yardımcı olur. Ayrıca tütsünün yaydığı enerji ile nesneler kutsanır ve enerji yüklenir. Bu hazır çubuk tütsülerin yerine tütsüyü kişinin kendisinin hazırlaması tavsiye edilir. Sonuç itibariyle o bitkileri toplarken (alırken), havanda döverken veya üzerinde işlem yaparken sürekli istediğiniz amaca odaklandığınız için, tütsü daha yoğun bir spiritüel enerji taşır. Kendi tütsünüzü yaratmak için amaca uygun bitkiler araştırılır ve gerekli bitkiler havanda dövülerek toz haline getirilir. (Tabi bu geniş çaplı bir araştırma gerekir.) Bu sırada her bir bitkinin özüne (ruhuna) seslenerek içlerindeki bilgelikleri çıkarmaları istenir. Ardından nargile kömürü gibi kolay yanan bir kömürün yardımıyla bunlar tütsülenir ve çalışma bu sırada gerçekleştirilir. Bitkileri toz haline getirmenin yanı sıra uygun bitki dalları dövülmeden bağlanarak da tütsü oluşturulabilir. Mesela adaçayı dalı, biberiye dalı vb.. birkaç bitkinin kurutulmuş dalları bir ip yardımıyla bağlanır ve bu dalların ucu yakılarak tütsü yapılabilir.
Kuvars Kristalleri ve Dilekler
Nesnelerin yakılarak enerjisinin serbest bırakılmasının yanı sıra eskiden beri kullanılagelen bir diğer yöntem kuvars kristali yardımıyla dileklerin evrene yansıtılmasıdır. Kuvarslar evrene çok güçlü enerji yayarlar ve adeta evrenle dünya arasında telsiz görevi görürler. Haliyle kuvarslarla yapılan her tür çalışma (şifa vb..) oldukça güçlü olmaktadır.
Bunun için önce ucu sivri bir kuvars taşı almalısınız ve ardından kuvars taşı tuzlu (deniz tuzu) suda, toprağa gömerek veya akan soğuk suda 20 dakika bekletilerek arındırmalısınız. Bu üç teknikte oldukça etkilidir. Ardından kuvars dilekleri yerine getirmesi açısından programlanır. Programlama oldukça basittir;
Önce kuvarsı avucunuzun içine alın ve muhakkak sivri kısmı yukarıya bakmalıdır. Gassho pozisyonunuzda durun ve elleriniz kalp çakranızın hizasında olsun. Kuvarsın bilincine temas ettiğinizi hissedin. Kuvarsın enerjisiyle bir olun ve onun enerjisiyle uyumlu hale geldiğinizi hissettiğinizde şuna benzer bir programlama yapın; “Şimdi senin bilincine sesleniyorum. Söylediğim her söz her bir molekülüne işleyecek ve dileklerimi evrene taşıyacak. Sen, topraktan çıkan eski bilge ruh, benle evren arasındaki iletişimi güçlendir ve isteklerimi enerjinle evrene taşı. Sen bana, Yaratıcı’nın bilgeliğini getir. Varoluşuma ve varoluş amacına hizmet et. Yaratıcı’nın ışığıyla ve irademle sana sesleniyorum.” Bu şekilde yaptığınızda kuvars ile iletişiminiz artacak ve kuvars isteğinize cevap verecektir. Kuvars kristallerinin de bizim idrak edemediğimiz bir bilinci olduğunu unutmayın.
Ardından her gün akşamüzeri kuvarsı elinize alın ve bahsettiğim programlama niyetini okuyarak, istediklerinizi kuvarsa “sesli” bir şekilde söyleyin. Ve bu dileklerinizi evrene taşımasını isteyin. Dilekleriniz olduğunda, Yaratıcıya şükredin, bedel olarak küçük bir iyilik yapın (sadaka vermek, doğaya tohum ekmek, bağışta bulunmak ve benzeri gibi) ve kuvarsın içindeki bilge öze teşekkür edip, bu eski dilek programını sildiğinizi ve yenisini söyleyeceğinizi dile getirin. Tekrar arındırma ve programlama yaptıktan sonra yeni dileklerle çalışmalarınıza devam edin.
Kuvarsla yapılan ve gerçekten güçlü olduğunu deneyimlediğim bir diğer yöntem ise Serge King’in kitabında belirttiği (Olağanüstü Enerjiler isimli kitap), kuvars piramit tekniğidir. Bunun için bir adet kuvarstan yapılma piramide ihtiyacınız var. İzmir’de kızlar ağası civarında bolca bulabilirsiniz. Kuvarsa yaptığınız gibi arındırıp, temizledikten sonra bir kâğıda dileğinizi yazın, kâğıdı katlayın ve en üste isminizi, soy isminizi yazıp, imza atın ve kuvars piramidin altına koyun. Serge King’in açıklamalarına göre imzanız sizin kişisel enerjinizi taşır ve böylece piramidin sivri ucu, kâğıttaki yazılmış dileği ve sizin enerjinizi evrene taşıyarak istediğinizin olmasını sağlar. Burada tek bir önemli ayrıntı vardır, her gün piramide yüksek sesle dileğinizi okumanız gerekmektedir. Böylece ses enerjisiyle de piramit aktif olacaktır. Piramit yönteminin kuvars dışındaki piramitlerde de işe yaradığı söylenmektedir.
Yukarıda bahsettiğim nesneleri ve yöntemleri kullanarak dileklerinizi evrene taşıyabilirsiniz. Ayrıca bunları çeşitli enerji çalışmalarınıza ekleyerek, çalışmalarınızı güçlendirmenizde mümkündür. Evrenle iletişime geçmenin bu pratik yolları, binlerce yıldır uygulana gelmektedir. Eskiler sırlarını, günümüze aktarmış ve bu sayede bizde evrenin, doğanın bilgeliğinden faydalanabilmekteyiz. Her bir çalışmada “Bütünün hayrını” dilemeyi unutmayın, hayırlı olmayan bir şeyi yaratmanın bir faydası yoktur. Bu nesneleri kullanmak ve dileklerinizi yaratmak hem kendi içsel gücünüzü keşfetmenizi hem de evrenin nasıl işlediğini çözmenize olanak verecektir. Bizler, sadece içsel gücümüzle değil, aynı zamanda çevremizde var olan her bir nesne ile enerjiyi kontrol edebiliriz. Bu bilgeliğe sahip olmak, enerjinin doğasını keşfetmemize olanak vermektedir.
Yazar: Efe Elmas
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder