Pazartesi

Bitip Tükenmez Yollar ve Durmaksızın Yol Alan Yolcular

Yazar: Efe Elmas

                                        02
Savaşçının Yolu 
Savaşmak, insanlığın bilincine yaratılıştan beri kazınmış ve genelde “negatif” anlam çağrıştıran bir kelimedir. Buna rağmen tarih boyunca insanlık birçok savaşa tanık olmuştur ve olmaya da devam ediyor. Ülkeler arası savaş, ırklar arası savaş, aşk savaşları, nefs savaşı, hastalıklarla savaş, ideolojik savaşlar vb. şeklinde giden liste hemen hemen her konuda savaş verdiğimizin göstergesi. 
Aslında bunun olmasını “doğal” bulmakta yarar var. Çünkü savaş teklikte meydana gelmez. Tek, ikiye bölündüğü anda yani zıtlıklar oluştuğu anda istemsiz bir çatışma başlar. Haliyle evren de zıtlıklar üzerine kurulduğu için daimi bir döngü mevcuttur. Üst boyutlarda bu zıtlıklar birbirini tamamlar ve bir denge meydana gelir. Ama dualite, kendi bilincimiz ve boyutumuzda, savaşın diğer adıdır. Haliyle savaşçı potansiyeline sahip olanlar hiçbir zaman tarafsız kalamazlar. Mutlaka bir safhada bulunmaları gerekir.  
Mesela ışık ve karanlık birbirini tanımlayan, daha doğrusu tamamlayan şeylerdir. Ben ışığın savaşçısıyım dediğiniz anda karşıda savaştığınız bir kavram vardır. Öyleyse ışığın ve karanlığın ötesinden bahsedemezsiniz. Bu ikilik savaşmanın ta kendisidir.  
Bizler muhteşem ötesi siber süper bilinçlere (!) sahip olmadığımızdan dualite içinde var olmaya devam ediyoruz. Haliyle hepimiz hayatımız da bir şeylerle “savaş” veriyoruz. Kimimiz kendini savaşmaya bu yolda daha çok adıyor. Adalet için savaşıyor, siyasi mücadeleler için savaşıyor, kazanmak ya da kariyer için savaşıyor. Ama bir şekilde savaşıp duruyoruz.  
Savaşçını yolunda yürüyenler için;  
• Kazanmak önemlidir. Çünkü kazanmak, savaşmanın istenen sonucudur.
• Güç önemlidir. Çünkü güç = kazanmaktır. Kazanmak ta, savaş ta iyi bir sonuç demektir.
• Savaşçı kendi sınırlarını belirlemelidir. Sınırını bilmediği konuda gireceği bir savaş acı verici bir mağlubiyete dönüşebilir.
• Savaşçı için kendini geliştirmek önemlidir. Çünkü kişi kendi sınırlarını bilerek ve bu sınırları geliştirerek güç elde eder. Haliyle bu noktada sürekli bir gelişim ve değişim için de var olmalıdır.
• Savaşçının güçlü bir iradeye sahip olması, dolayısıyla kararlı ve azimli olması gerekir. Güçlü bir irade, bir konuyu istenen sonuca taşımak demektir. Savaş verilen konuda zıttın üstüne geçilmesi için vazgeçmeme ve yoğun bir istek söz konusudur. İrade zayıfladığı anda, seçimler ve kararlarda zayıflar.
• Savaşçı kendine ait kuralları ve prensipleri benimsemelidir. Yeri geldiğinde de bu prensipleri geliştirmeli ya da esnekleştirmelidir. Kurallar ve prensipler dışında savaşmak, kaosu, kaosta mağlubiyeti getirir. O yüzden kurallar önemlidir.
• Savaşçı strateji yapmayı bilmeli ve liderlik özelliklerine sahip olmalıdır. Savaşçıların bir savaşı kazanması için tek başlarına çalışmanın yanı sıra birlikte çalıştıklarına da destek çıkması ve koordinasyonu sağlaması gerekir. Bu yüzden iyi bir lider özelliği göstermeli, doğru stratejileri yapmalıdır.
• Savaşçı, fiziksel olarak huzuru ve dingin bir ortamı çok daha kolay sağlayabilir. Çünkü savaşmak, dönüştürmeyi sağlayabilir. Huzursuzlukla savaşarak, dinginliğe dönüşümü sağlayabilir. Dolayısıyla adaleti getirmekte ve bir şeyleri “dönüştürmekte” yeteneklidir.
• Savaşçı, dayanıklı bir ruh-beden bütünlüğüne sahiptir. Kaderin silsilelerinden dolayı kolayca yıkılmaz ve yılmaz. Pes etmemek, sabır ve dayanıklılık savaşçının en büyük silahlarındandır.  
Savaşçı şu konularda zayıftır;  
• Savaşçı şifa ile uğraşamaz. Çünkü savaşçı şifa ile uğraştığında hastalıklarla savaşmaya çalışır. Halbuki hastalıklar sadece dengelenmesi gereken dengesizliklerdir. Haliyle savaşmak yerine uzlaşma ve gelişmiş bir irtibat hastalıkları şifalandırır.
• Savaşçı, münzevinin yolunda yürüyemez. Çünkü münzevinin yolunda önce derin bir kabulleniş vardır. Nefs ile savaşılmaz. Nefs ile uzlaşılıp terbiye edilir. Nefs ile savaş, nefs ile uzlaştıktan sonra onu tanımladıktan sonra yapılır. Nefsi savaş, alelade bir şekilde üstüne giderek değil, çok ince davranışlar ile yapılır.
• Savaşçı aynı zamanda gezgin olabilir. Ama yolcu olmak savaşçıda yalnızlık içgüdüsüne neden olabilir. Çünkü savaşçı sabit bir konuda savaştığında daha verimli olmaktadır. Siyaset için savaşan biri, gücü o konuda elde etmiştir. Aynı kişi siyasetin yanı sıra farklı savaşlara girdiğinde bu kadar iyi bir savaş veremeyebilir. Haliyle içsel veya dışsal olarak gezgin konumunda olan bir savaşçı, kendini her konuda uzmanlaşmak zorunda hissedebilir.
• Savaşçı, var olan bir şeyi kolay elde etmemelidir. Kolay elde edilen olay, başarı ve kişiler savaşçıyı şüphelendirecektir.  O yüzden aşk sevgi gibi konularda kendini daha zayıf hissedebilir. Çünkü savaşçı potansiyelinde olan bir kişi, aşkı için savaşmak ister.
• Savaşçı konuya çok odaklanarak kendi hayatındaki bazı önemli olayları ve kişileri göremeyebilir. Bu da iletişimde sorun teşkil edebilir.
• Savaşçı, sert bir enerjiye sahiptir. Bu da herkesin hoşuna gitmeyebilir.
• Savaşçı, majisyen (magus) olabilir. Ama hırsına kurban ederse kendi dahil bir çok kişiye zarar getirebilir.
• Savaşçı objektif bakamayabilir. Belli bir safhada bulunduğu için genel resmi görmeyip nasıl davranacağını bilemeyebilir. Bu yüzden bir akıl alacağı dosta, gözlemciye ihtiyacı vardır. Hemen hemen bütün mitolojilerde büyük savaşçılaın, akıl aldıkları bilge-ermiş tanıdıkları vardır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder